TEKRAR
-"AA Finans Haberleri Terminali piyasa profesyonelleriyle buluştu
-Başbakan Yardımcısı Ali Babacan" başlıklı haberlerimizi birleştirerek
tekrar yayımlıyoruz.
Saygılarımızla.
AA
-AA Finans Haberleri Terminali piyasa profesyonelleriyle buluştu
-Başbakan Yardımcısı Ali Babacan:
-"AA Finans Haberleri Terminali'nin bir bakıma Türkiye'nin tüm kamu
kuruluşlarının yayın, duyurular yaptığı ortak bir platform
olmasını ve içeriden, dışarıdan veriye ihtiyaçları olanların,
ilk başvurması gereken bir pencere olmasını temenni ediyorum"
-"Anadolu Ajansımız, Finans Haberleri Terminali çalışmasını da
artık 100. yıl vizyonuna uygun şekilde başlatmış durumdadır"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AA Finans
Haberleri Terminali'nin bir bakıma Türkiye'nin tüm kamu kuruluşlarının yayın,
duyurular yaptığı ortak bir platform olmasını ve içeriden, dışarıdan veriye
ihtiyaçları olanların, ilk başvurması gereken bir pencere olmasını temenni
ettiğini söyledi.
Babacan, Anadolu Ajansı (AA) Finans Terminali'nin piyasa profesyonellerine
tanıtıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmak
amacıyla kurulan AA'nın 90 yılı aşkın bir süredir gece gündüz demeden Türkiye ve
dünyadaki gelişmeleri doğru, tarafsız ve hızlı bir şekilde geniş kitlelere
ulaştırdığını belirterek, "Bu sıralamayı da özellikle söylüyorum çünkü merkezi
bir birim olarak aynı zamanda bir bakıma tam kamu sayılmasa da bir resmi ajans
olarak algılanan Anadolu Ajansı'nın doğru, tarafsız ve hızlı bir şekilde geniş
kitlelere ulaşıyor olması gerçekten hem Türk medyası açısından hem de geniş bir
coğrafyadaki medya kuruluşları tarafından önemli bir görev ve fonksiyondur.
Anadolu Ajansı, sahip olduğu tecrübeyi günümüzün teknolojik gelişmeleriyle
birleştirerek, uzman kadrolarıyla gelişen Türkiye'ye önemli hizmetler
sunmaktadır" diye konuştu.
Toplantıda konuşulanların, 5 farklı dile çevrilerek tüm dünyaya AA
tarafından dağıtıldığını ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"Ajans sayesinde daha geniş bir coğrafyaya daha çok insana kendi ana
dillerinden ulaşabilme imkanına sahip olduk. Ben gerçekten son dönemde, kısa
sürede AA'nın yaptığı atak ve yeni girdiği alanlar sebebiyle Kemal Bey şahsında
tüm AA yönetimini ve mensuplarını kutlamak istiyorum. Bugün artık iletişim hem
kamu diplomasisi hem ekonomi açısından çok büyük önem taşıyor. Gelişmelere doğru
bir perspektifle doğru bir aksanla kitlelere iletebilmek son derece
belirleyicidir. Türkiye'nin dünyadaki ekonomik, siyasi pozisyonuna, uluslararası
yükselmekte olan algısına yakışır bir AA bizim için de hükümetimiz açısından da
son derece önemli. Bugün geldiğimiz noktada sektördeki gelişmeler ve dünyadaki
örnekler ışığında finans terminali çalışmasını da artık Anadolu Ajansımız 100.
yıl vizyonuna uygun şekilde başlatmış durumdadır."
İktisat teorisinde "bilgi asimetrisi" diye bir kavram olduğunu, bunun
ekonomideki birimlerin bilgiye aynı zamanda, aynı şartlarda ulaşma imkanlarının
bulunmamasına neden olduğunu dile getiren Babacan, bunun son derece zararlı
olduğunu ifade etti.
Bilgi asimetrisinin aynı zamanda haksız kazanca da sebep olduğuna işaret
eden Babacan, bu noktada bilginin, doğru ve hızlı bir şekilde yayılmasının
ekonomide etkinliğin, verimliliğin sağlanması açısından son derece önemli
olduğunun altını çizdi.
Herhangi yeni bir haberin, gelişmenin ve bilginin en hızlı şekilde ve
herkesin aynı anda duymasını sağlayacak yapının ekonomi ve finans sistemi
açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, yaşanan son krizlerin
temelinde de bu bilgi asimetrisinin bulunduğunu anlattı.
İstatistikleri çarpıtmak suretiyle durumun daha farklı gösterilmesine
çalışıldığını, muhasebe hileleriyle yanlış bilgiler sunulduğunu ve bunları
şirketlerin yaptığını kaydeden Babacan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunları finans kuruluşları yapıyor, hatta daha acısı bunları ülkeler
yapabiliyor. Hemen yanı başımızdaki, ülke ismi vermek istemiyorum. Bu tür hileli,
yanlış raporlamanın nasıl bir ekonomik bir felakete, nasıl bir finans felaketine,
ardından nasıl bir sosyal felakete döndüğünü her zaman TV'lerde görüyoruz.
Gerçeği, bütün açıklığıyla, herkesin duyacağı bir şeffaflıkla sağlayabilmek
varken, kuşkusuz ajansın ve haber kuruluşlarının doğru dürüst ve tarafsız bir
şekilde haber yapıyor olması lazım. Ben her fırsatta vurguluyorum; ekonomide
başarının temeli güvendir. Güveni sağladığınızda her şey kolaylaşıyor. Güven
ortamı sarsıldığında, istediğiniz kadar kamu parası harcayın, Merkez Bankanıza
para bastırın, toparlamak mümkün olmuyor. Güven; basamak basamak, adım adım
oluşuyor, zaman alıyor. Kaybetmekse çok kolay. Yılların birikimini bir haftada,
bir günde, bir gecede sıfırlamak da işten değil. Güvenin test edilmesinde,
ekonomik birimlere ihtiyaç duydukları bilgileri etkin ve doğru bir şekilde sunmak
gerekiyor. Etkin çalışan iletişim kanalları ve objektif medya, bu açıdan çok önem
kazandı. Hayatımızı etkileyen bir diğer süreç ise teknoloji. Bununla beraber
günlük yaşantımızda çok farklı bir yerdeyiz. Artık mobil cihazlarla bugün her
yerden internete bağlanabiliyoruz. Böylece karar vericiler günlerinin büyük bir
kısmını bugün bilgi peşinde koşarak değil, bilginin ceplerine akması şeklinde
sağlayabiliyorlar."
AA Finans Terminali'nin mobil oluşunun ve her yerden ulaşılabilir olmasının
son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, yatırımcılara, tüketicilere, karar
vericileri kısacası ekonominin tüm birimlerine bilginin doğru zamanda ama aynı
zamanda ekonomik olarak ulaşmasının da büyük önem taşıdığını söyledi.
Burada önemli olanın sürümden kazanmak olduğunu anlatan Babacan, "Biraz
önce tablolarda gördük. Üretilen haberlerde, fotoğraflarda farklar var ama en
büyük farklardan bir tanesi ciro" dedi.
Üretilenin makul maliyetlerle geniş kitlelere ulaşması ve sürümden onun
karşılığını alabilmenin önemli olduğuna işaret eden Babacan, güveni oluşturup,
makul fiyatlarla bu emeğin karşılığını alabilmenin önemine değindi.
-"AA büyük bir boşluğu dolduracak"-
Bunun işin ekonomik rasyonalitesini daha sürdürülebilir zemine
kavuşturduğunu aktaran Babacan, şunları ifade etti:
"Az önce Kemal Bey pek çok uluslararası kuruma değindi. Küreselleşen bir
finans dünyasında finans haberciliği de küresel boyutlara ulaşmış durumda. Bizim
özellikle kendimizle ilgili bilgilerin ve gelişmelerin herhangi bir dış süzgece
tabi olmadan, olduğu şekliyle dünyaya duyurulması bizim açımızdan, ekonomi
yönetimi açısından son derece önemli. Çünkü ne kadar tarafsız deseniz de, ne
kadar objektif deseniz de bakıyoruz ki, özellikle uluslararası ajanslar o bakış
açılarını belki de ellerinde olmadan, yaptıkları haberlere yansıtabiliyorlar. O
açı, o perspektif belki de bizim düşündüğümüz, bizim yapmak istediğimiz doğru bir
perspektif olmayabiliyor. İşte bu noktada da AA büyük bir boşluğu dolduracak.
Burada olanı olduğundan daha farklı gösterelim demiyoruz. Türkiye'de olan biteni,
olduğu gibi masaya koyalım. Yorumu herkes kendisi yapsın, bilgiyi alsın, işlesin,
yorumlasın. Ona göre haberini yorumunu yapsın. Ona göre yatırım kararlarını
alsın, ama olduğu gibi ortaya koymak bizim açımızdan son derece önemli. Bakın dış
politikada bu açıdan çok büyük ızdırap çekiyoruz. Yine ekonomide finansta, kolay
kolay tabir-i caizse karşı tarafı atlatmak yanıltmak mümkün değil. Bu en fazla 15
dakika sürer. Yatırımcı uyanırsa ona göre, o aradaki kuruluş kredibilite
kaybeder."
Özellikle kamu diplomasisinde AA'nın çok önemli bir boşluğu doldurduğunu
vurgulayan Babacan, 5 dilde yayının son derece önemli olduğunu belirterek,
Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, Balkanlar'da, "Türkiye'nin duruşunu, yaptıklarını,
neyi, niçin yapıyor, neden yapıyor, neden böyle bir adım atıyor"u doğru
anlatılmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
100 milyonların kanaatinin böyle oluştuğunu aktaran Babacan, son dönemde
AA'nın adımlarını, çalışmalarını çok takdir ettiğini dile getirdi.
-"AA zamanında iyi ki böyle bir adım attı' denilecek"-
Bugün bu anlaşılmasa da bir 5-10 yıl sonra bu coğrafyada "Türkiye algısı
nasıldı-" diye sorulduğunda geriye dönüp bakıldığında "AA'nın zamanında iyi ki
böyle bir adım attığı"nın söyleneceğini vurgulayan Babacan, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Bakın ilk başlangıcı milli mücadele yılları. Milli mücadelenin dışarıya
daha iyi yansıması AA'nın başlangıç dönemi. Bizde olup bitenin ve dış politika
duruşumuzun, ekonomik gelişmelerimizin daha doğru, daha iyi anlaşılmasına katkıda
bulunmasını ben gerçekten çok önemsiyorum. Türkiye son 10 yıldır çok çok önemli
bir transformasyon sürecinden geçti. 10 yıl öncesinin Türkiye'si ile, bugünün
Türkiye'si neredeyse 2 ayrı ülke denebilecek kadar ayrı. Zaten Türkiye'ye 10-15
yıldır gelmeyenler, 'benim geldiğim ülke başka bir ülke mi, buralara ne oldu-'
diyor. Uçaktan adımlarını attıktan itibaren, bambaşka bir Türkiye ile
karşılaşıyorlar. Burada Türkiye'nin siyasi reformlar alanında atmış olduğu
adımlar çok çok önemli. Türkiye'nin daha ileri bir demokrasi oluşu, Türkiye'nin
temel hak ve özgürlükler konusunda daha ileri uygulamalara girmesi, Türkiye'nin
gerçek anlamda bir hukuk devleti olması, yönünde verdiğimiz bir mücadele, bunlar
Türkiye'deki istikrarın sürdürülebilir bir zemine oturmasını sağlıyor. Yine
ekonomi konusunda zamanında attığımız adımlar, testi kırılmadan tabiri caizse
yaptıklarımız, iyi zamanlarda kötü zamanlar için hazırlandı. Bu çok önemli."
2006 - 2007 yıllarında Türkiye ekonomisinin en hızlı büyüdüğü dönemlerde,
bankacılık reformunu, sosyal reformu gerçekleştirdiklerini anımsatan Babacan,
kamu maliyesinin yönetimi ve kontrolü ile ilgili önemli adımlar attıklarını
söyledi.
-"Tedbirler bizi önümüzdeki dönemde koruyacak"-
Bütçe açığının düşürüldüğünü ifade eden Babacan, Merkez Bankası'nın fiyat
istikrarına kavuşma noktasında çok önemli adımlar attığını vurguladı. Bütün
bunların sonucuna bakıldığında 2009 krizi gelip vurduğunda, Türkiye'nin göreli
olarak bu krizlerden en az etkilenen ülkelerden birisi olduğunu kaydeden Babacan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu 2010-2011 yıllarında özellikle hızlı büyüme döneminde farklı riskler
fark ettik. Baktık ki kredi hacmi çok hızlı artıyor. Baktık ki kazanmadan harcama
eğilimi başlıyor. Bu kredi hacminin hızlı artması, özellikle tüketici
kredilerinin, bireysel kredilerin hızlı artması ilk etapta insana hoş gibi
geliyor. Çünkü insanlar gücü yetmediği şeyleri satın alıyor. Ama ödeme günü
geldiğinde gerçekten bu borcun altından kalkılabilecek mi, kalkılamayacak mı- Bu
işte önemli bir soru işareti. Altından kalkılamayacak kadar büyük borca giren
ülkelerde, tüketici kredilerinin çok hızlı yükseldiği ülkelerde, bir süre sonra
gelip çok ciddi krizlerin yaşandığını görüyoruz. Bu sebepledir ki 2010-2011
yılları arasında kredi hacmi üzerinde getirdiğimiz kontrol ve tedbirler, bizi
yine bu dönem ve önümüzdeki dönemde dışarıda olabilecek çalkanmalardan koruyacak.
İstikrar adına güven adına ve daha tedbirli gitme adına önemli adımlar attık,
uyguladık ve uygulamaya devam ediyoruz."
-"Yargı ve eğitim reformu geleceğimizin belirleyicisi olacak"-
Gelecek dönemde Türkiye'nin üzerine eğilmesi gereken çok önemli konuların
bulunduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bir yargı ve eğitim reformu var. Bu, önümüzdeki dönemin
belirleyicisi olacak. Türkiye için 2023 vizyonumuzun gerçekleşmesi, kişi başına
düşen milli gelir açısından 25 bin dolar rakamına ulaşabilmesi mutlaka yargı ve
eğitim konusunda atacağımız adımlara bağlı. Eğer Türkiye bir hukuk devleti
olamazsa, güvenilir bir yargı sistemine ulaşamazsa, o zaman Türkiye'nin gerçek
anlamda kalkınmış bir ekonomi olması mümkün değil. Bunun dünyada fazla örneği de
yok. Bir ülkenin belki petrolü, doğalgazı vardır. Çıkarır toprağın altından onu
satar, paranın bir kısmını vatandaşlara dağıtır, bir kısmını da biriktirir, böyle
bir yüksek milli gelir sağlayabilir. Bir hukuk devleti olmadığı halde işleyen bir
demokrasi olmadığı halde sadece ekonomik göstergelerle bir nokta görebiliriz, ama
bunun da sürdürülebilir bir yapı olmadığını anlamanız gerekiyor. Ekonomide
çeşitlendirilmesini sağlayamamış, ekonomik kalkınmasını geniş kitleler bazında
sağlam bir temele oturtamamış ülkelerin önümüzdeki dönemde başarıları sınırlı
olacaktır. Türkiye, petrolü, doğalgazı olmadığı halde, bu konularda dışarıya
bağımlı olduğu halde bu başarıyı ortaya koyabilmiş bir ülke. Türkiye, bir bakıma
ekmeğini taştan çıkaran, bileğinin gücüyle alnının teriyle milli gelirini 9 yılda
3'e katlayan bir ülke. Güven ortamı oluşunca o zaman dünyanın sermayesi
Türkiye'de, kendi sermayedarımızın sermayesi de Türkiye'de. İşte bakıyoruz
Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da güvenin sarsıldığı ülkelerde sermaye ürkek. Kendi
vatandaşı dahi artık yatırım yapmıyor. Bizdeki güven ortamı hem kendi iş
dünyamızın hem de tüm global iş çevrelerinin Türkiye'ye olan ilgisini son derece
artırmış durumdadır."
Babacan, ekonomik, siyasi reformların yanı sıra eğitimin de önemli olduğunu
ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin çalışma yaşındaki nüfusun ortalama eğitim süreci 6,5 yıldır.
Çalışma yaşındaki nüfusumuzun eğitimi, eskilerin tabiriyle 'Orta ikiden terk'. Bu
ortalama eğitim seviyesinin üretebileceklerinin sınırı var. Bu sınıra yavaş yavaş
geliyoruz. 10 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli gelir, 'orta ikiden terk'
bir nüfus yapısıyla ulaşılabilen bir noktadır. 25 bin dolara ulaşmak istiyorsak,
çok daha yüksek katma değer üreten, çok daha iyi eğitilmiş, donatılmış, yüksek
becerilerle kavuşturulmuş bir nüfusa ihtiyacımız var. Bunun için eğitim
sistemimizdeki reformlar, son derece belirleyici olacak. Eğitimde başarılı
olursak, gerçek anlamda bir hukuk devleti olursak, bu 25 bin dolara
ulaşabileceğiz. Tekrar bu yeni projeler, Finans Terminali için AA yönetimi ve
mensuplarına teşekkür ediyorum. Diğer kuruluşlarımızın, veri üreten, yayınlayan
kamu kuruluşlarımızın da bu Finans Terminali'nde daha çok işbirliği yapmaları
gerektiğini düşünüyorum. Bu Finans Terminali'nin bir bakıma Türkiye'nin tüm kamu
kuruluşlarının yayın, duyurular yaptığı ortak bir platform olmasını ve içeriden
dışarıdan veriye ihtiyaçları olanların, ilk başvurması gereken bir pencere
olmasını temenni ediyorum."