Ekonomi Bakanı Çağlayan:
-"Avrupa Birliği'ne versek versek ne ödülü veririz
biliyor musunuz- İkiyüzlülük ödülü veririz. Onların
hak ettiği ödül bu"
-"Türkiye ekonomisinin mutlak süratle gaza basmaya,
daha fazla büyümeye, daha fazla ilerlemeye ihtiyacı var"
-(Teşvik sistemi) "Maalesef 2 şirketin 2 yöneticisi karşılıklı
düet yapıyorlar. Teşvik sistemi bekledikleri gibi olmamış.
Ne bekliyordun ki sen-"
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği'ne
Nobel Barış Ödülü verilmesiyle ilgili, "Avrupa Birliği'ne versek versek ne ödülü
veririz biliyor musunuz- İkiyüzlülük ödülü veririz. Onların hak ettiği ödül bu"
dedi.
Mersin Yetkili Otomotiv Satıcıları Derneği (MODER), Otomotiv Distribütörleri
Derneği (ODD), Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
işbirliğiyle düzenlenen "5. Auto Show 2012 Mersin Otomobil, Ticari Araçlar ve
Motosiklet Fuarı", CNR EXPO Mersin Yenişehir Fuar Merkezi'nde açıldı.
Bakan Çağlayan, fuarın açılışında yaptığı konuşmada, Mersin'in Türkiye
ekonomisi açısından öncelikli ve özellikli kentlerden biri olduğunu söyledi.
Mersin'in hak ettiği yeri alması için her türlü alt yapının ve imkanların
bulunduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin krize adeta meydan okuyan bir ülke
olduğunu kaydetti.
Çağlayan Avrupa ekonomilerinin adeta çöküş içerisinde olduğunu belirterek,
"Bize hasta diyenler yoğun bakım çadırında. İtalya, İrlanda, İspanya...Bu
ülkelerin kriz öncesi döneme gelmeleri için en az 10 yıl daha gerekli. Yani 10
fırın ekmek yemeleri lazım" dedi.
Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki durumun da açık olduğunu anlatan Çağlayan,
şunları söyledi:
"Böyle bir dünyada Türkiye, dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik çalkantı
içerisinde bir başarı hikayesi olarak çıkıyor. Avrupa ekonomileri ciddi oranlarda
küçülüyorlar. Bırakın büyümeyi (ne kadar küçülürsek o kadar kardır) diye
bakıyorlar. Türkiye ekonomisi Çin'den sonra dünyada en fazla büyüyen ülke
sıfatını koruyor. Türkiye ekonomisinin bugünkü başarı hikayesini yazmasının
arkasında, Türkiye ekonomisinin büyümesi için sürekli kontrollü şekilde gaza
basmak gerekiyor. Evvel Allah şoförümüz son derece sağlam. Kaptan köşkünde. İleri
sürüş tekniklerini almış."
Artık Türkiye'nin IMF'nin kapısında 1 milyar dolar borç almak için bekleyen
ülke olmadığını dile getiren Çağlayan, şöyle devam etti:
"Türkiye eski Türkiye değil. Gerek yerli, gerek yabancının belirlenmiş
kurallar içerisinde ticaretini en iyi, en doğru şekilde yapmış olduğu bir ülke.
Türkiye'nin mutlaka büyümesi gelişmesi şart. Bugün Türkiye'yi ayakta tutan,
Avrupa'nın 23 ülkesinden daha iyi bütçe şartlarına sahip olmasıdır 2011'de. Bugün
Türkiye'yi böylesi bir krizde başarılı kılan Avrupa'nın 22 ülkesinden daha az
kamu borçlarıma sahip olmamız. Türkiye Avrupa değil. Avrupa'nın yaş ortalaması
45. Çalıştıracak insan bulamıyor. Ticari hayat durmuş. Şimdi onlar kendilerine
üretim yapacakları, sığınacakları limanlar arıyorlar. İşte Türkiye. Avrupalı niye
geliyor Türkiye'ye. Bizim boyumuza, posumuza, kaşımıza, gözümüze mi- Türkiye'nin
siyasi istikrarına geliyorlar. Ekonomik istikrarına, nüfus ortalaması 29 olan 75
milyon nüfusuna geliyorlar. Dünyanın dikkatini çekiyor bu durum. Eğer Türkiye
Avrupa'ya bağlı kalsaydı, bugün ben sizin karşınızda bu kadar havalı
konuşamazdım. Bugünkü ihracat rakamlarını rüyamızda bile göremezdik."
-Otomotiv sektörü-
Türkiye'de geçen yıl 1 milyon 234 bin 137 aracın üretildiğini anlatan
Çağlayan, Türkiye'nin ürettiği aracın yüzde 70'ini ihracat yapan bir ülke
olduğunu, Avrupa'ya ihracatın en fazla otomotivde yapıldığını kaydetti.
Fıat'ın dünyadaki 175 fabrikası arasında en verimli fabrikasının Bursa'daki
fabrikası seçildiğini dile getiren Çağlayan, "Neden seçildi biliyor musunuz-
Çünkü orada 3 bin 500 aslanlar gibi Türk işçisi çalışıyor. Biz Avrupa değiliz,
nüfusumuzla, yapımızla, imkanlarımızla, şartlarımızla, hitap ettiğimiz kesimle.
Türkiye ekonomisinin mutlak suretle gaza basmaya, daha fazla büyümeye, daha fazla
ilerlemeye ihtiyacı var. Niye çünkü 2023 hedefi koyduk" diye konuştu.
CNR şirketine Mersin'e daha büyük ölçekli bir fuar alanı yapması önerisinde
bulunan Çağlayan, "Herşey var. Mersin'e yatırım yapan kaybetmez. Mersin'i
dünyanın en önemli ticaret alanlarından birisi yapacağız" dedi.
-Nobel Barış Ödülü'nün AB'ye verilmesi-
AB'nin Türk iş adamlarının moralini bozmaya çalıştığını, vize vermeyerek,
kapısında bekleterek, iş adamlarının şevkini kırmaya çalıştığını ifade eden
Çağlayan, şöyle devam etti:
"Nobel Barış Ödülü'ne eskiden saygım vardı. Şimdi hiç kalmadı. Türkiye'ye
vize ayıbını uygulayan, benim iş adamıma vatandaşıma vize vermeyen, kapıda
bekleten, insan hakları ihlali yapan, insanlık suçu işleyen AB'ye dönüp Nobel
Barış Ödülü veriyorlar. Hangi barış ödülünü veriyorsun. 17 yıldır gümrük birliği
anlaşması imzalayan Türk iş adamına vize uygularken, Brezilya, Arjantin, Kanada,
Ukrayna, Makedonya, Paraguaylı iş adamlarına vize uygulamayan Avrupa Birliği'ne
versek versek ne ödülü veririz biliyor musunuz- İkiyüzlülük ödülü veririz.
Onların hak ettiği ödül bu. Türkiye Avrupa Birliği üyesi değil. Yapmıyorsun, 50
yıldır uğraştırıyorsun. Benim haberim yokken Brezilya, Arjantin, Ukrayna AB'ye mi
girdi. Bahanenin de, yalan söylemenin de bir edebi olmalı. Ne barış ödülü,
sevsinler senin barış ödülünü."
-"Türkiye kendi otomobilini yapmalı"-
Türkiye'nin 2023 yılına kadar otomobilini, uçağını, helikopterini
yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu dile getiren Bakan Çağlayan, bu konuda her
türlü alt yapı ve imkanın bulunduğunu belirtti.
Otomotiv sektöründe ihracatın ithalatı karşılayamaz hale geldiğini bildiren
Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün Türkiye'de, ihracatımızın en önemli sektörü otomotiv sektörü, ama
açık vermeye başladık. İhracatımız ithalatımızı karşılayamaz hale geldi. Niye-
Çünkü firmalar araba üretmek için verdikleri lisansta seni hamallığa
yönlendiriyorlar. Şaseyi aç, kaportayı yap, içine benim gönderdiğim motoru koy.
Evet otomotiv sektörünün geldiği nokta önemli. Ama şu anda kendi otomobilimizi
kendimiz yapacak, motorumuzu, aktarma organlarını kendimiz yapacak duruma çoktan
geldik. Bunun için de yatırım teşvik sistemine, motor üretimini, aktarma
organlarını 'stratejik yatırım' diye koyduk. Bu yatırımları yapanları başımızın
üzerinde taşırız. Biz bunu söyledik, maalesef 2 şirketin 2 yöneticisi karşılıklı
düet yapıyorlar. Teşvik sistemi bekledikleri gibi olmamış. Ne bekliyordun ki sen-
Senin beklediğin Türkiye, eski Türkiye'yse avucunu yalarsın. Senin beklediğin
Türkiye, eski hükümetler, zayıf insanlarsa avucunu yalarsın. Ben Ekonomi Bakanı
olarak, teşvikle ilgili paraları dağıtırken, babamın parasını dağıtmıyorum. 75
milyonun parasını dağıtıyorum. Mevcut sistem, Türkiye'yi taşımaktan uzak. Artık
yeni şeyler yapmak lazım."
Teşvik sistemini düzenlerken görüşlerini aldıkları kesimlerin, daha sonra
haberleri yokmuş gibi davrandıklarını anlatan Çağlayan, otomotiv sektörünün
gelişmesi için Ar-Ge ve inovasyona büyük önem verdiklerini vurguladı.
Bakan Çağlayan, konuşmasının ardından fuarın düzenlenmesinde emeği geçenlere
plaket verdi.
Fuarda sergilenen otomobilleri inceleyen ve basın mensuplarının otomobil
içerisinde görüntü alma taleplerini kabul etmeyen Çağlayan, daha sonra Bursa'da
üretilen bir otomobile binerek basın mensuplarına poz verdi.
Çağlayan, bir gazetecinin, "Bu araç Türkiye'de üretildiği için mi
bindiniz-" sorusuna 'Arif olan anlar" diye yanıt verdi.