Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi: (1)
-"İkincil piyasadan tahvil alım programına başlama
kararı aldık"
-"Yukarı yönlü riskler, dolaylı vergilerdeki artışlardan
kaynaklanıyor. Bu da mali konsolidasyon gerektiriyor"
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario
Draghi, tahvil alım programı konusunda anlaşmaya vardıklarını ve ikincil
piyasadan yapılacak yeni tahvil alım programında herhangi bir niceliksel sınır
koymadıklarını açıkladı.
ECB'nin politika faizini yüzde 0,75'te sabit tuttuğunu açıklamasının
ardından ECB'nin Frankfurt'taki Genel Merkezinde konuşan Draghi, bir üyenin kabul
etmemesine rağmen tahvil alım programının oy çokluğuyla alındığını, başka bir
likidite ihalesi konusunu görüşmediklerini ve toplantıda çok önemli kararlar
aldıklarını belirtti.
-"OMT'ler için niceliksel bir sınır konulmamıştır"-
Draghi, yönetim konseyi aynı zamanda OMT'lerin (Parasal Doğrudan İşlemler)
devamlılığını sıklıkla yetkisi dahilinde gerçekleştireceğini belirterek, şunları
kaydetti:
"OMT'ler gelecek durumlar için kullanılacaktır. Bazı programların
uygulamasında ya da ön tedbir olarak kullanılacaktır. Üye ülkelerin şu anda makro
ekonomik değişiklik programı içerisinde hareket ederek, tahvil piyasasına
ulaştıkları zaman hedeflerini tamamlayacaktır. Bu işlemler getiri eğrisi için 1
ve 3 yıl vadeli tahvilleri için geçerli olacaktır. OMT'ler için niceliksel bir
sınır konulmamıştır. Yasal olarak OMT'lerle aynı uygulamayı içerecektir.
Tahviller Euro Bölgesi ülkeleri tarafından verilecektir. OMT'lerle elde edilen
likidite gerçekleştirdikten sonra şeffaflık üzerinde durulacak. Parasal işlemler
ve bunların piyasa değerleri haftalık olarak yayımlanacak. Ortalama sürelerinin
yayımlanması da her ülkenin sonucu aylık olarak yayımlanacak. Bugünkü OMT'lerle
ilgili karardan sonra menkul kıymetler piyasası ve bununla ilgili program da
durdurulmuş oluyor. S&P ise tıpkı geçmişte olduğu gibi devam edecektir."
Teminat ile ilgili bölüme de değinen Draghi, "Merkez Bankası varlıklarıyla
ilgili olarak seçilebilirliği değiştirdik. Avrupa Merkez Bankası kredi eşiğini,
teminat seçilebilirliği için değiştirmiş oluyor. Borç enstrümanlarının Merkezi
hükümetler tarafından garantilenmiş olması gerekiyor. Kredi taleplerinin de
merkezi hükümetler tarafından desteklenmesi gerekiyor. Ülkeler, OMT'lere
seçilebilirliği sağlayabilmek için bunu gerçekleştirmeli ya da IMF programını
uygulayabilmeleri için gerekli koşulları yerine getirebilmeleri gerekiyor. Bu
askıya alma bütün koşullar için geçerli. Borç enstrümanlarının Euro dışındaki
para birimlerinin de teminat olarak kullanılabileceğini hatırlatmak istiyorum. Bu
önlem aslında Ekim 2008 ve Aralık 2010'daki programa bir şekilde uygulanacağını
söylemek istiyorum. Bu önlemler, ilgili yasal eylemler gerçekleştirildiğinde
uygulanacaktır" şeklinde konuştu.
-"Son rakamlar değerlendirildiğinde petrol fiyatlarına göre enflasyonun
beklenenden biraz daha yüksek olabilir"
Draghi son rakamlar değerlendirildiğinde petrol fiyatlarına göre enflasyonun
beklenenden biraz daha yüksek olabileceğini belirterek, "Gelecek yıl yine yüzde
2'nin altına düşecektir. Gelecekte orta seviyede büyümenin olduğu ve uzun vadeli
enflasyon oranlarının sabitlendiği bir ortamda fiyat baskıları da orta seviyede
olacaktır" dedi.
Mario Draghi, son zamanlarda yayınlanan istatistiklerin 2. çeyrekte Avro
Bölgesi GSYİH'nın yüzde 0,2 oranında daraldığını gösterdiğini kaydetti.
Bir önceki çeyrekte ise bu rakamın yüzde 0 olduğunu hatırlatan Draghi,
göstergelere göre devam eden zayıf ekonomik aktivitenin tekrar yüksek
belirsizliğin olduğu bir ortamda gerçekleştiğini ifade etti.
Avro Bölgesi ekonomisine kısa vadeli bakıldığında ekonominin ancak yavaş
yavaş, kademe kademe gelişmesini beklediklerini vurgulayan Draghi, "2012 eylül
tahminleri Avro Bölgesi için yıllık yüzde -0,8 ile yüzde -0,2 arasında olacağını
gösteriyor. 2013 için ise bu rakamın yüzde -0,4 ile -0,1 arasında olması
bekleniyor. Makro ekonomik tahminler 2012 ve 2013 için aşağı yönlü revize dilmiş
durumda" ifadelerini kullandı.
Aşağı yönlü hareketin özellikle pek çok Avro Bölgesi finans yatırımlarındaki
gerilimlerden kaynaklandığına işaret eden Draghi, bu risklerin etkin elden, Avro
Bölgesi politika yapıcıları tarafından engellenmesi gerektiğini dile getirdi.
Ağustos ayı tahminlerine göre Avro Bölgesi tüketici enflasyonunun yüzde 2,6
olduğunu anımsatan Draghi, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir önceki ayda ise yüzde 2,4 idi. Bu artış aslında yenilenen, avrodan
etkilenen enerji fiyatlarından kaynaklanıyor. Son rakamları değerlendirdiğimizde
petrolün fiyatına göre enflasyon beklenenden biraz daha yüksek olabilir. Gelecek
yıl yine yüzde 2'nin altına düşecektir. Politika faizi ise gelecekte orta
seviyede büyümenin olduğu ve uzun vadeli enflasyon oranlarının sabitlendiği bir
ortamda fiyat baskıları da orta seviyede olacaktır. 2011 eylül ayı makro ekonomik
tahminlere göre 2012 için tüketici enflasyonu oranı yüzde 2,4 ile yüzde 2,6
arasında olacaktır. 2013 için ise yüzde 1,3 ile yüzde 1,6 arasında olacaktır.
Bunlar aslında haziran ayındaki tahminlerden biraz daha yüksek. Fiyat
gelişmelerinin riskler ise orta vadede dengelenecektir. Yukarı yönlü riskler,
dolaylı vergilerdeki artışlardan kaynaklanıyor. Bu da mali konsolidasyon
gerektiriyor. Bu özellikle de finans piyasasındaki gerilimlerin şiddetlenmesinden
kaynaklanıyor. Eğer bütün Avro Bölgesi politika yapıcıları tarafından böyle bir
gerilimin şiddetlenmesi için etkin eylem alınmazsa bu risk dengelerinin aşağı
yönlü hareket etmesi ile sonuçlanabilir"
-"Parasal genişlemenin hızı düşük kaldı"-
Parasal genişlemenin hızının düşük kaldığını aktaran Draghi, yıllık büyüme
oranı yüzde 1'den fazla olan finansal olmayan kuruluşlara verilen borçların
büyüme oranında bir zayıflama olduğunu ifade etti.
Genel olarak azalan borç büyümesinin aslında GSYİH'nın zayıfladığını, hane
halkalarının ve girişimlerinin bu bilançolarda değişiklikler olduğunu
gösterdiğini belirten Draghi, bütün bunlarda kredi talebini etkilediğine dikkati
çekti.
Bankaların bilançolarının gerektiği zaman güçlendirmelerinin önemli olduğunu
vurgulayan Draghi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bankaların bilançolarının sağlamlığı, uygun kredi provizyonlarının
ekonomiye sağlanmasında ve fonlama kanallarının normalleşmesinde büyük önem
teşkil ediyor. Ekonomik analize göre fiyat gelişmeleri, fiyat istikrarı ile orta
vadede paralel gitmeli. Parasal analiz göstergeleri de bu tabloyu doğruluyor.
Mali konsolidasyon konusunda bir çok Avrupa ülkesinde önemli gelişmeler oldu.
Yapısal olarak daha kararlı ve hızlı piyasa reformlarının yapılması gerekiyor.
Avro Bölgesi'nde rekabetin artırılması gerekiyor. Hem düzeltme kapasitemizin
artırılması, hem de daha fazla büyüme oranlarının alınabilmesi için bu çok
önemli. Bu yapısal reformları aynı zamanda mali konsolidasyonda destekleyecektir.
Mali açıdan önemli olan hükümetlerin gereken bütün önlemleri almaları ve hem bu
yıl, hem de gelecek yıl için hedeflerini gerçekleştirmeleri. Bunun için mali
anlaşmanın ana element olması lazım. Önümüzdeki günlerde Avrupa kurumları gerekli
kararlılıkla çalışmalı."
(Sürecek)