Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın:
-"Siyasi sebeplerden ötürü bize Avrupa'da hava alanı lisansı vermediler.
Ama biz onlara ülkemizi sonuna kadar açıyoruz. Ne zaman ki Avrupa Birliği
kapılarını Türkiye'ye açar, bize de Avrupa'nın kapıları açılır diye
düşünüyorum"
-Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker:
-"1990 yılındaki 3 bin çalışan mevcudumuz bugün 30 bin kişiyi geçiyor.
10 mislinden fazla büyüme yakaladık"
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi
Akın, "Siyasi sebeplerden ötürü bize Avrupa'da hava alanı lisansı vermediler.
Ama biz onlara ülkemizi sonuna kadar açıyoruz. Ne zaman ki Avrupa Birliği
kapılarını Türkiye'ye açar, bize de Avrupa'nın kapıları açılır diye düşünüyorum"
dedi.
Harvard Business Review lansmanının ardından düzenlenen "Bölgesel ve
Küresel Ölçekte Rekabetçilik ve Türkiye'nin Yeri" konulu panele, Akfen Yönetim
Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali
Ülker konuşmacı olarak katıldı.
Panelde konuşan Hamdi Akın, TAV'ın birçok anlamda dünyada emsali
bulunmadığını dile getirerek, airport şirketi olduklarını, inşaat kökenli bir
geçmişleri bulunduğunu kaydetti.
Akın, Avrupa'da yaşadıkları problemlere ilişkin, "Siyasi sebeplerden ötürü
bize Avrupa'da hava alanı lisansı vermediler. Ama biz onlara ülkemizi sonuna
kadar açıyoruz. Ne zaman ki Avrupa Birliği kapılarını Türkiye'ye açar, bize de
Avrupa'nın kapıları açılır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Avrupa'da hava limanı kurarak orada rekabet edebilmek istediklerini söyleyen
Akın, TAV olarak dünyanın çeşitli bölgelerinde hava alanı işleri yaptıklarını
hatırlattı.
-"Avrupa'nın içine bizi sokmuyorlar"-
Akın, Letonya'nın başkenti Riga'da da belli hizmetleri sunduklarını
anlatarak, şöyle devam etti:
"Ama tam bir havaalanı işletmeciliği sayılmaz. BOT (yap-işlet-devret)
ihtiyaçları var, ama onları ikna edemedik, yapmıyorlar. Makedonya'da Üsküp'e
gittik, en son olarak batı bölgesinde. Onun ötesine de geçemedik ve geçemiyoruz.
Bulgaristan'da, Varna, Kosova hava alanlarında ve Burgas hava limanlarında bizi
yeterli görüp belge dahi vermediler.
Kaldı ki bunlar çok ufak hava limanlarıydı, bizim yaptığımız hava
limanlarının yanında. Ama bunlarda tabi birçok siyasi etken rol oynuyor.
Avrupa'nın içerisine bizi sokmaları kolay değil, sokmuyorlar. Gerçek anlamda
sokmuyorlar. Bunu samimiyetimle söylüyorum, kimse de aksini iddia edemez. Ama biz
onlara ülkemizi sonuna kadar açıyoruz. Hava alanı operatörlerinin hepsine
ülkemizin Antalya'da olsun Sabiha Gökçen'de olsun her tarafta gayet rahatlıkla
girip işletebiliyorlar, bize de ortak olabiliyorlar. 'Ne zaman ki Avrupa Birliği
kapılarını Türkiye'ye açar, bize de Avrupa'nın kapıları açılır' diye
düşünüyorum"
Avrupa'daki bu tutum nedeniyle Kuzey Afrika'ya yöneldiklerini belirten Akın,
"Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da, Suudi Arabistan'da, Katar'da, Abu Dabi'de bütün
buralarda varlığımızı sürdürebiliyoruz" dedi.
-"Biz rekabetçilik konusunda 'unique' bir firmayız"-
Yatırımları hakkında çeşitli bilgiler veren Akın, "Tunus'ta yaptığımız
yatırım 1 milyar Avro'dur, Medine'de yaptığımız yatırım 1,2 milyar dolar.
Katar'da yaptığımız 4 milyar dolar, yani şimdi bu rakamlara baktığımız zaman
çıkıp da 'işte 10-15 tane hava alanı yapacağız' dediğimiz zaman, bu rakamlarla
sanki gırgır geçiyormuş gibi oluyor bir yerde. Onun için de insanlar size çılgın
diyebiliyor" diye konuştu.
Kendi inşaatlarını kendileri yapan bir hava alanı firması olduklarını
vurgulayan Akın, şöyle devam etti:
"Böyle bir model dünyada yok. 'Free Shop'larını kendisi çalıştıran bir
firmayız. Edindiğimiz bilgi birikimini, tecrübeyi kendi bünyemiz içerisine aldık,
oradaki bütün datalara da hakimiz. Otoparkımız, otelimiz, var. Güvenlik
şirketimiz var, her şeyimizi kendimiz yapıyoruz. Güvenlik şirketimizde aşağı
yukarı 2 bin - 3 bin kişi çalışıyor.
Yer hizmetleri HAVAŞ bizim şirketimiz, otopark işi bizde, yer hizmetleri
bizde. Dolayısıyla bütün bu bilgi birikimine baktığımız zaman, biz rekabetçilik
konusunda 'unique' bir firmayız. Yani rekabetçi bir yapımız yok. Kimse bizimle
rekabet edemiyor aslında, biz herkesle rekabet edebiliyoruz. Bazı uluslararası
platformlarda yapımız çılgınca görülmesine rağmen aslında işimiz kolay. Daha
esnek hareket edebiliyoruz. Tabi sonuçta daha çabuk, daha kolay büyüme imkanı
yakalıyoruz."
TAV'da çalışan insan sayısının inşaatlarla beraber 42 bin civarında olduğunu
söyleyen Akın, uygulamaya koydukları TAV Akademi ile kendi personellerini sürekli
geliştirdiklerini de ifade etti.
-"Godiva ile en hızlı büyüdüğümüz pazar Çin oldu"-
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker de, Türkiye'nin
yetişmiş insan gücü bakımından çok iyi bir yerde olduğunu, şirketlerin krizler
atlatan tecrübeli yapılar olduğunu dile getirerek, "Ama maalesef yeterince
yatırım yapabilmiş, birikim edinebilmiş şirketler değiliz. Edinilen birikimlerin
büyük çoğunluğu, tarihimiz boyunca savaşlarda heba oldu" dedi.
Ülker, dünya çapında Türkiye'nin ve firmalarının yaptıkları yatırımlara
ilişkin, "İyi bir üretim ülkesiyiz, yeterli iş gücümüz var. Artık lokal olmak
yetmiyor, bunu gördük. Biz Ülker olarak Kazakistan, Ukrayna, Romanya, Suudi
Arabistan, Mısır gibi ülkelere yatırımlar yaptık. Godiva ile en hızlı büyüdüğümüz
pazar Çin oldu. Hindistan'a, Rusya'ya direksiyonu çeviriyoruz. Japonya, Çin ve
Tayvan'da çift haneli büyüme rakamlarına ulaştık" şeklinde konuştu.
Ülker'in 1990'lı yıllardan itibaren teknolojik dönüşüme çok önem verdiğini
belirten Ülker, "Fabrikalarımızdaki otomasyonun tamamlanmasıyla 3 bin
çalışanımızdan 600 kişiyi ne yazık ki işten çıkartmak zorunda kalmıştık. Üzücü
bir hadiseydi ancak geleceğe yatırımımızdı. 1990 yılındaki 3 bin mevcudumuz bugün
30 bin kişiyi geçiyor. 10 mislinden fazla büyüme yakaladık. Bu bir zaruret"
açıklamasını yaptı.
North Star isimli bir Ar-Ge merkezi kurduklarını belirten Ülker, North
Star'ın bu seneki bütçesinin 14 milyon dolar olduğunu dile getirdi.
-"Türkiye kriz ortamında dahi yatırımlarına devam etmeli"-
Panelde Türkiye ekonomisine dair açıklamalar yapan Harvard Business Review
yetkilisi Anand Raman ise, küresel ekonomik resimde Türkiye'nin rolünün arttığını
söyledi. Raman, "Rekabetçilik açısından dünya sıralamasında 59. sıradan 43.'lüğe
yükselen bir Türkiye görüyoruz. Türkiye kriz ortamında dahi yatırımlarına devam
etmeli" görüşünü savundu.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nakiye
Boyacıgiller de, rekabetçilik konusunun önemine dikkati çekerek, "Ar-Ge ve
inovasyona daha fazla kaynak aktarılmalı ve bunlar etkin bir şekilde
kullanılmalı" dedi.